SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HİBE VE FADLİHA

<< 1130 >>

باب: ن أهدى إلى صاحبه وتحرى بعض نسائه دون بعض.

7. BİRİNE HEDİYE VERMEK İÇİN HANIMLARINDAN ÖZELLİKLE BİRİNİN EVİNDE KALACAĞI GÜNÜ GÖZLEMEK

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حماد بن زيد، عن هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت: كان الناس يتحرون بهداياهم يومي. وقالت أم سلمة: إن صواحبي اجتمعن، فذكرت له، فأعرض عنها.

 

[-2580-] Aişe (r.anha)'dan rivayet edilmiştir: İnsanlar Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hediye vermek için benim günümü kollarlardı.

 

Ümmü Seleme r.anha şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu aleyhi ve Sellem'in diğer hanımları ile bir araya geldik. (Bana "Hz. Nebi'e haber versen de insanlara söylese: Hediye vermek için özel bir zaman seçmeseler" dedileL) Ben de onların bu isteklerini Nebi Sallallahu aleyhi ve Sellem'e ilettim. Ama hiç aldırış etmedi."

 

 

حدثنا إسماعيل قال: حدثني أخي، عن سليمان، عن هشام بن عروة، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها: أن نساء رسول الله صلى الله عليه وسلم كن حزبين: فحزب فيه عائشة وحفصة وسودة، والحزب الآخر أم سلمة وسائر نساء رسول الله صلى الله عليه وسلم، وكان المسلمون قد علموا حب رسول الله صلى الله عليه وسلم عائشة، فإذا كانت عند أحدهم هدية، يريد أن يهديها إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم أخرها، حتى إذا كان رسول الله صلى الله عليه وسلم في بيت عائشة، بعث صاحب الهدية إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم في بيت عائشة، فكلم حزب أم سلمة، فقلن لها: كلمي رسول الله صلى الله عليه وسلم يكلم الناس، فيقول: من أراد أن يهدي رسول الله صلى الله عليه وسلم هدية، فليهدها إليه حيث كان من بيوت نسائه، فكلمته أم سلمة بما قلن فلم يقل لها شيئا، فسألنها، فقالت: ما قال لي شيئا، فقلن لها: فكلميه، قالت: فكلمته حين دار إليها أيضا فلم يقل لها شيئا، فسألنها فقالت: ما قال لي شيئا، فقلن لها: كلميه حتى يكلمك، فدار إليها فكلمته، فقال لها: (لا تؤذيني في عائشة، فإن الوحي لم يأتني وأنا في ثوب امرأة إلا عائشة). قالت: فقالت: أتوب إلى الله من أذاك يا رسول الله، ثم إنهن دعون فاطمة بنت رسول الله صلى الله عليه وسلم، فأرسلت إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم تقول: إن نساءك ينشدنك الله العدل في بنت أبي بكر، فكلمته فقال: (يا بنية ألا تحبين ما أحب). قالت: بلى، فرجعت إليهن فأخبرتهن، فقلن: ارجعي إليه فأبت أن ترجع، فأرسلن زينب بنت جحش، فأتته فأغلظت، وقالت: إن نساءك ينشدنك الله العدل في بنت ابن أبي قحافة، فرفعت صوتها حتى تناولت عائشة وهي قاعدة فسبتها، حتى إن رسول الله صلى الله عليه وسلم لينظر إلى عائشة هل تكلم، قال: فتكلمت عائشة ترد على زينب حتى أسكتتها، قالت: فنظر النبي صلى الله عليه وسلم إلى عائشة، وقال: (إنها بنت أبي بكر).

قال البخاري: الكلام الأخير قصة فاطمة يذكر هشام بن عروة، عن رجل، عن الزهري، عن محمد بن عبد الرحمن. وقال أبو مروان، عن هشام، عن عروة: كان الناس يتحرون بهداياهم يوم عائشة. وعن هشام، عن رجل من قريش، ورجل من الموالي، عن الزهري، عن محمد بن عبد الرحمن بن الحارث بن هشام، قالت عائشة: كنت عند النبي صلى الله عليه وسلم فاستأذنت فاطمة.

 

[-2581-] Aişe r.anha'dan rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımları iki grup idi. Aişe, Hafsa, Safiye ve Sevde birinci grupta yer alıyordu. Ümmü Seleme ve diğer hanımları ise ikinci grupta yer alıyordu. Müslümanlar, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Aişe'yi sevdiğini bilirlerdi. Allah Resulü'ne bir şeyarmağan etmek istediklerinde Hz. Aişe'nin odasında geceleyeceği gün gelinceye kadar geciktirirlerdi. O gün gelince armağanlarını Aişe'nin odasına gönderirlerdi.

 

Ümmü Seleme grubu, Ümmü Seleme'ye "Allah Resulü ile konuşsan da insanlara 'Bana hediye vermek isteyenler ben hangi eşimin odasında bulunuyorsam orada versin' dese" dediler. Ümmü Seleme Hz. Nebi'e onların bu isteğini iletti ama Hz. Nebi hiçbir şey söylemedi.

 

Sonra hanımları Ümmü Seleme'ye sordular. O da "Bana hiçbir şey söylemedi" dedi. Tekrar sordular, yine "Bana hiçbir şey söylemedi" dedi.

 

Bunun üzerine "Onunla konuş da sana bir cevap versin" dediler. Ümmü Seleme gitti ve konuştu. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Aişe konusunda beni üzme. Çünkü Aişe dışında hiçbir kadınla aynı yatakta yatarken bana vahiy gelmedi" buyurdu. Bunun üzerine Ümmü Seleme, "Ey Allah'ın Resulü' Seni üzdüğüm için Allah'a tövbe ediyorum" dedi.

 

Sonra hanımları, Allah Resulü'nün kızı Fatıma'yı çağırdılar ve Allah Resulü'ne giderek "Hanımların Ebu Bekir'in kızı konusunda senden adalet istiyorlar" demesini istediler. O da onların bu isteklerini yerine getirdi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Kızım' Benim sevdiğimi sen de sevmez misin?" buyurdu. Fatima r.anha. "Ne demek! Elbette severim" dedi. Sonra geri dönüp konuşmayı onlara aktardı. Tekrar gitmesini istediler. Ama Fatıma r.a. gitmedi.

 

Bunun üzerine Zeyneb binti Cahş'ı gönderdiler. O da Hz. Nebi'in yanına geldi ve ölçüsüzce ve bağırarak: "Hanımların Ebu Kuhafe'nin oğlunun kızı konusunda adaletli olmanı istiyorlar" dedi. Sonra oturmakta olan Aişe'ye yönelerek ağır sözler söyledi. Allah Resulü "bir karşılık verecek mi acaba'" diye Aişe'ye baktı. Aişe, Zeyneb'e karşılık vererek onu susturdu.

 

Dedi ki: "Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Aişe'ye bakarak: "Bu, EbU Bekir'in kızı!" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     "Diğer grup Ümmü Seleme ve diğer hanımlarıydı": Esed kabilesinden Zeynep binti Cahş, Emevi kabilesinden Ümmü Habibe, Huzaa kabilesinden Cüveyriye binti el-Haris ve Hilal kabilesinden Meymune binti el-Haris'tir.

 

Müslim'in rivayetinde "Sonra Zeynep binti Cahş'ı gönderdiler" ifadesinden sonra Hz. Aişe'nin "Allah Resulü'nün hanımları içinde onun da benim gibi özel bir yeri vardı" dediği de zikredilmiştir ki Hz. Aişe bu sözüyle onu övmüştür.

 

"Hz. Aişe'yeyönelerek ağır sözler söyledi. Allah Resulü "bir karşılık verecek mi acaba!" diye Hz. Aişe'ye baktı" ifadesinden sonra Müslim'de Hz. Aişe'nin "Ben de Allah Resulüne bakıyordum ve benim konuşmama izin verecek mi diye bakışlarını süzüyordum. Zeynep sözünü henüz bitirmemişti ki ben Allah Resulü'nün benim kendimi savunmamdan rahatsız olmayacağını sezdim" ilavesi vardır. Müslim'de geçen bu ilave, kişinin çıkardığı bazı işaret ve emarelere göre davranmasının caiz olduğunu gösterir.

 

Fakat Nesa! ve İbn Mace'nin Sünen'lerinde Hz. Aişe'den özelolarak nakledilen bir rivayette ifade şöyledir: Zeynep binti Cahş benim odama girdi ve ağzına geleni saydı. Hz. Nebi onu yatıştırmaya çalıştıysa da yatışmadı. Bunun üzerine bana "Sen de ona cevap ver" buyurdu. Bunun üzerine ben ona öyle ağır konuştum ki daha ağzını açamadı.

 

Bu hadisi Mezalim (Haksızlıklar) bölümünde "Zulme uğrayana yardım etmek" konusunda zikretmiştik. Bu durumda bu olayın birden çok gerçekleştiği kabul edilir.

 

"Bu, Ebu Bekir'in kızı!" ifadesi, "Babası gibi, şerefli, akıllı ve bilge" anlamındadır.

 

Bu hadis, Hz. Nebi'in Hz. Aişe'ye ne kadar değer verdiğini göstermektedir.

 

Yine bu hadis, kişinin hediye vermek için eşlerinden birini seçmesinin bir sakıncası olmadığını gösterir. Çünkü kocanın dikkat etmesi gereken husus, geceleri paylaştırma, nafaka vb. konularda eşleri arasında eşitliği gözetmektir. İbn Battal, bunu Mühelleb'den nakletmiştir.

 

İbnü'l-Müneyyir bu görüşü eleştirerek şöyle demiştir: Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle yapmış değildir. Bunu yapanlar ona hediye getirenlerdir. Bu ise onların seçimine kalmış bir husustur. Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların böyle yapmalarına engelolmamıştır. Çünkü insanların bu gibi işlerine müdahale etmek olgun insana yakışmaz. Zira bu, bir bakıma hediye istemek anlamına gelir. Ayrıca Aişe'den dolayı hediye veren kişi, hediyeye şartlı olarak sahip kılmış gibidir. Sahip kılmada ise mal sahibinin (yani sahip kılanın) kısıtlamaları geçerlidir. Kaldı ki Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem diğer hanımlarını da verilen hediyeye ortak ediyordu. Aralarındaki çekişmenin kaynağı, hediyenin kendilerine Aişe'nin evinden gelmesiydi.

 

Bu hadis, insanların birbirlerine hediye vermek için hediye verecekleri kişinin sevinçli olduğu zaman ve yerleri seçtiklerini gösterir. Çünkü bu hediye verilen kişinin sevincini daha da artırır.

 

Yine bu hadis, kocaları aynı olan kadınların birbiriyle çekiştikleri ni ve kocalarını birbirinden kıskandıklarını gösterir.

 

(Hadisten anlaşılmaktadır ki) bu kadınlar birbiri ile atıştıkları zaman kocaları susabilir ve onlardan herhangi birine taraf olmayabilir.

 

Yine böyle konularda kadınların kocalarına şikayetlerini iletmeleri ve bunun için birini aracı yapmaları caizdir. Hz. Nebi'in hanımları, O'nun olanca heybetine ve O'ndan utanmalarına rağmen, O'nun en çok değer .verdiği Hz. Fatıma'yı aracı yapmışlardır.

 

Yine bu hadis, onların çok kavrayış sahibi olduklarını ve doğruya çabucak döndüklerini gösterir.

 

Bu hadisten, Zeyneb binti Cahş'ın Hz. Nebi'e nazının geçtiğini de anlıyoruz. Çünkü halasının kızıydl. Annesi Ümeyme binti Abdülmuttalib idi.

 

Davudi "Bu hadis, Hz. Nebi'in Zeynep'ten özür dilediğini de gösterir" demiştir. İbnü't-Tin ise "Onun bu sonucu bu hadisten çıkardığını bilemiyorum. Ancak Zeyneb'in kıskanacağı tutmuş ve Hz. Nebi bu konuşmaya müsaade ederek, onu suçlamamıştır" demiştir. Burada özellikle Zeyneb'in zikredilmesi, Hz. Fatıma'nın sadece taşıyıcı ve özel bir elçi olmasından dolayıdır. Çünkü Zeyneb, kendi grubundaki kadınlarla ortaktı, dahası onların başını çekiyordu. Zira önce Fatıma'yı gönderen ve ardından bizzat giden oydu.

 

Yine bu hadis, eşleri arasında eşit paylaşımı gözetmenin (kasm) Hz. Nebi'e de farz olduğunu göstermektedir. Bu konu, Nikah Bölümü'nde incelenecektir.(bkz. 5212. hadis)